-
1 kötüye kullanmak
злоупотребля́ть -
2 kötüye kullanmak
v. abuse, betray, misuse, defile, make a draft on, encroach, exploit, impose, misappropriate, misemploy, presume on, presume upon -
3 kötüye kullanmak
to misuse, to abuse, to trespass on sth -
4 görevi kötüye kullanmak
v. job -
5 güvenini kötüye kullanmak
v. betray smb.'s trust -
6 iyi niyetini kötüye kullanmak
pull at smb.'s heartstrings -
7 mißbrauchen
kötüye kullanmak -
8 злоупотреблять
kötüye kullanmak,suiistimal etmek* * *несов.; сов. - злоупотреби́тьkötüye kullanmak; suiistimal etmekзлоупотребля́ть чьим-л. дове́рием — güvenini kötüye kullanmak
злоупотребля́ть чьим-л. терпе́нием — sabrını suiistimal etmek
-
9 presume upon
kötüye kullanmak, yüzgöz olmak -
10 presume upon
kötüye kullanmak, yüzgöz olmak -
11 misappropriate
kötüye kullanmak, zimmetine geçirmek -
12 misuse
n. hor kullanma, yanlış kullanma, kötüye kullanma, suistimal————————v. hor kullanmak, yanlış kullanmak, kötüye kullanmak, hırpalamak, suistimal etmek* * *1. hatalı kullan (v.) 2. hatalı kullanım (n.)* * *[mis'ju:s]((a) wrong or bad use: the misuse of company money; The machine was damaged by misuse.) kötüye kullanmak, suiistimal etmek- misuse -
13 abuse
n. küfür; kötüye kullanma, suistimal; taciz————————v. küfretmek; kötüye kullanmak, taciz etmek, suistimal etmek, kötü emellerine alet etmek, kötü davranmak; tecâvüz etmek* * *1. kötüye kullan (v.) 2. yanlış kullanma (n.) 3. suistimal et (v.) 4. suistimal (n.)* * *1. [ə'bju:z] verb1) (to use wrongly, usually with harmful results: She abused her privileges by taking too long a holiday.) kötüye kullanmak, suiistimal etmek2) (to insult or speak roughly to: She abused the servants.) hakaret etmek, kötü davranmak2. [ə'bju:s] noun1) (insulting language: He shouted abuse at her.) hakaret2) (the wrong use of something: This toy has been subjected to a lot of abuse.) kötü kullanım•- abusive- abusively
- abusiveness -
14 kötü
плохо́й, дурно́йkötüler — плохи́е лю́ди
kötü bir adam — а) плохо́й челове́к; б) отрица́тельный персона́ж (напр. в фильме)
kötü bir huy — плохо́й (дурно́й, скве́рный) хара́ктер
kötü filim — низкопро́бный фильм
kötü gözle bakmak — пло́хо относи́ться к кому
kötü hava şartları — неблагоприя́тные (плохи́е) пого́дные усло́вия
kötü kast — а) дурно́е наме́рение, злой у́мысел; б) покуше́ние [на жизнь]
kötü kişi olmak — станови́ться плохи́м (в чьих-л. глазах); вызыва́ть чью-л. неприя́знь
- ı kötüye kullanmak — злоупотребля́ть чем
güveni kötüye kullanmak — злоупотребля́ть дове́рием
- a kötü oyun oynamak — сыгра́ть злу́ю шу́тку с кем
kötü söylemek — пло́хо говори́ть о ком
kötü yola düşmek — пойти́ по плохо́му пути́, встать на плохо́й путь (о женщине)
kötüye yormak — счита́ть дурны́м предзнаменова́нием
hepsinden kötüsü — ху́же всего́ то, что…
iyi kötü — ху́до ли, хорошо́ ли
□
kötü etmek — поступи́ть пло́хо; сде́лать дурно́е◊
-ı kötüye boğmak — обдури́ть, обману́ть кого◊
kötü dövmek — жесто́ко избива́ть◊
kötü kötü düşünmek — го́рестно заду́маться; погрузи́ться в печа́льные размышле́ния◊
kötü kadın — же́нщина лёгкого поведе́ния -
15 ლანძღვა
f.kötüye kullanmak, hor kullanmak, küfretmek, azarlamaki.kötüye kullanma, suistimal, küfür, azarlama -
16 kötü
дурно́й нехоро́ший пло́хо плохо́й* * *1.плохо́йkötü alışkanlık — плоха́я привы́чка
kötü davranış — плохо́е поведе́ние
kötü film — низкопро́бный фильм
kötü gözle bakmak — а) смотре́ть недружелю́бно; б) смотре́ть с вожделе́нием
kötü hava — скве́рная пого́да
kötü huylu — име́ющий скве́рный хара́ктер
kötü kalbi — недо́брый / зло́бный челове́к
kötü koku — скве́рный за́пах
kötü niyet — зло́е наме́рение
kötü resim — никуды́шный рису́нок
2.kötü yol — плоха́я доро́га
1) пло́хо, нехорошо́kötü söylemek — пло́хо говори́ть о ком-чём, хули́ть кого-что
2) чрезме́рно, си́льноkötü dövmek — жесто́ко изби́ть
kötü tutulmak — влюби́ться без па́мяти
3.oğlan kıza kötü tutulmuş — па́рень по́ уши влюблён в де́вушку
плохо́й челове́кkötüler — плохи́е лю́ди
••- kötüye çekmekkötü haber tez duyulur — погов. плоха́я весть не стои́т на ме́сте
- kötü etmek
- kötü kişi olmak
- kötü kötü düşünmek
- kötüye kullanmak
- kötü olmak
- kötü sapmak
- kötü yola düşmek
- kötüye yorma -
17 exploit
n. kahramanlık, yiğitlik, üstün başarı, macera————————v. kullanmak, faydalanmak, işletmek, sömürmek, kötüye kullanmak, istismar etmek* * *1. kullan (v.) 2. atılım (n.)* * *1. ['eksploit] noun(a (daring) deed or action: stories of his military exploits.) kahramanlık2. [ik'sploit] verb1) (to make good or advantageous use of: to exploit the country's natural resources.) iyi kullanmak2) (to use (eg a person) unfairly for one's own advantage.) birisini kullanmak, sömürmek• -
18 misuse
yanlis yerde kullanmak, kötü kullanmak; kötüye kullanmak, karisim, birlesim -
19 abuse
küfür etmek, çirkin sözler söylemek; kötüye kullanmak, suiistimal etmek, sövgü, küfür, sövüp sayma; kötüye kullanma, suiistimal -
20 missbrauchen
missbrauchen v/t <o -ge-, h> kötüye kullanmak; (vergewaltigen) (-nin) ırzına geçmek; (falsch anwenden) yanlış kullanmak
См. также в других словарях:
kötüye kullanmak — 1) yetkisini yasalara aykırı yolda kullanmak Görevlerini kötüye kullandılar. 2) birinin iyi davranışından istenilmeyen yolda yararlanmak O benim dinlemekteki sabrımı, saflığımı kötüye kullandı. H. R. Gürpınar … Çağatay Osmanlı Sözlük
suistimal etmek — kötüye kullanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kötü — sf. 1) İstenilen, beğenilen nitelikte olmayan, hoşa gitmeyen, fena, iyi karşıtı Kötü bir kalem. 2) Zararlı, tehlikeli Kötü adam. 3) Korku, endişe veren Yabancının bu kötü kasdına yalnız azmimizle karşı koyduk. R. E. Ünaydın 4) Kaba ve kırıcı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
istismar etmek — 1) işletmek, yararlanmak 2) birinin iyi niyetini kötüye kullanmak Hâlbuki onlar, işte bu saflığı istismar ediyorlar, bütün düşünceleri seni kullanmak, o kadar. A. İlhan 3) sömürmek Dünyaya ferman okuduğumuz çağlarda zaptettiğimiz yerleri öylesine … Çağatay Osmanlı Sözlük
HIYANET — Hâinlik. Vefasızlık. İtimadı kötüye kullanmak. Sözünde durmayıp oyun etmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük